Hukukçu Gözüyle Yazılar

YENİ DÜNYA DÜZENİNDE SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI

Küresel krizler, savaşlar, ekonomik eşitsizlik, hızla gelişen teknolojiler sivil toplumu nasıl şekillendirecek? Artan eşitsizliklere karşı harekete geçilebilecek mi? Toplulukların çözüldüğü, siyasete yönelik ilgisizliğin arttığı bir ortamda kamusal yaşamı yeniden canlandırmak mümkün olacak mı? Sivil toplum kuruluşları sorunlara çözüm üretebilecek mi? Değişimin acımasız çarkı dönerken sivil toplum geçmişe ve kültüre sahip çıkabilecek mi? Dijital teknoloji dönüşümü Covid 19’un etkisiyle yeni bir boyut kazandı. Yeşil dönüşüm sadece çevresel değil, ekonomik bir dönüşüm aynı zamanda. Hayat biçimimizi gözden geçirmek zorundayız. Tüm mekanizmalar iklim değişikliği ile mücadele için yenilenirken sivil toplum kuruluşları bu mücadelenin neresinde olacak?

Sivil toplum kuruluşlarında üyelerin aktif katılımı şart. Güven üzerine inşa edilecek bu katılım insanlara istek ve arzu verecek. Şeffaflık olmazsa olmaz. İnsanların sosyalleşme ihtiyacı değişmeyecek. Toplumsal fayda yaratmak gerekli. Çalışma şekli değişecek. İnsanların pozitif konuştuğu kurumlar kazanacak. Evde yaşamaya, daha az seyahat etmeye alışan insanlar düşünmeye yeteri kadar zaman ayırdı. Onların yarattığı fikirlerin uygulanması güçlü sivil toplum kuruluşları sayesinde olacak. Dayanışma ekonomisi ve bu bağlamda kooperatifçilik öne çıkacak. Marka olmuş sorunlar ve tartışmalar artık değişecek. Sorunlar o sorunun unsuru haline gelmiş kişiler, yöntemler, söylemler, algılar ve zihniyetle çözülemiyor. Ortak yaşam iradesini zayıflatan sorunların çözümünde STK’ lar öncü olacak.

Toplum endeksli harekette kontrol ve denetim misyonu STK’larda olacak. Tartışma ve uzlaşma hedefli sivil toplum kültürü gerekli. Bu kültür toplumun güvenini kazanmalı. Ortak ufuk yaratılmalı. Ortak toplumsal yaşamın gelenek ve normları hızlı değişim karşısında dağılırken bunun yerine ne konulacağına STK’lar rehberlik edecek. Güven duygusunun tamamen kaybolduğu bir toplumsal iklimden çıkmalıyız. Siyasi partilerin ve diğer kurumların dönüşmesini de STK’lar sağlayacak. STK’ların geleceğe dair iddiası olacak. Yeni bir iş ve sosyal yaşam bizleri bekliyor. Başlayan bu sürece STK’lar hazırlanmalı. Yeni fırsatlar varsa fırsatın ne olduğunu çözmeliyiz. Sanal marketten, sanal ekmekle karın doyar mı? Dönüşümü STK’lar yönetecek.

Sağlık alanında dijitalleşme çok hızlandı. Kronik hastalar için mobil sağlık başladı. Tıp eğitiminde hasta takibinde, hastane yönetiminde ve teşhis koyma da önemli değişimler bizi bekliyor. Özel sektörün zihin yapıları değişecek, devletin ekonomi de rolü ve sosyal devlet kavramı yeniden tanımlanacak. “Üçüncü sektör” burada önem kazanacak. Devlet-yurttaş, özel sektör[1]müşteri, STK-üye ilişkileri yeniden düzenlenecek. STK’lar yeni bir üretim, mülkiyet ve dönüşüm ve bölüşüm modeli üretmeli. Bu nedenle örgütlenme ve bu şekilde ülke yönetimine talip olan siyasete müdahale etme önem kazanıyor. Ekonomik modelde STK iktisadi işletmeler ve sandıkları ile kooperatifler öne çıkacak. Toplumla sadece kar ve müşteri tanımları üzerinden ilişkilenilmeyecek.

Özel sektör kuruluşlarının yönetim kurullarında bilim insanları, sosyologlar ve STK yöneticileri olacak. Herkes dünyayı yaşanabilir hale getirmenin yollarını arayacak. Yerel yönetim sivil toplum ve özel sektörün iş birliğine dayalı bir üretim modeli yaratmalıyız. Yerel yönetimler, yerel ihtiyaç ve talebin, STK’lar toplumla ilişkinin sürdürülebilirliğinin teminatı olacak. İnsanı merkeze almayan hiçbir işleyiş veya program olamayacak. Halkı, kimsenin anlamadığı yeni çeşit finans ürünlerine karşı ancak STK’lar koruyacak. Birlikte iş yapma kültürü, toplumun en önemli varlığı olacak. Gündem belirleme gücü oluşacak. Hedefler ve gerçekleştirilenlerin izlendiği performans yönetimi insanların arzularına cevap verecek. Yöneticilerin vizyonu olacak. Derneklerin denetimi sadece inceleme ve soruşturmaya odaklanmayacak, rehberlik izleme ve değerlendirme fonksiyonları da olacak. Hedefler ortaya konacak, hedeflere ulaşmak için gerekli çalışmalar gösterilecek. Kazanımlar ortaya çıkarılacak.

BM, sürdürülebilir kalkınma amaçlarına ulaşmak için STK’ların dahili çok önemlidir. Bu konuda platformlar oluşturulmalı. Dayanıklı ve yaratıcı olan STK’lardır. STK’ların ortak alınmadığı girişimler olumsuz olmaya mahkumdur. Ölçümü STK’lar yapacak. Bilinci yaratacak, veri eksikliğini tamamlayacak STK’lardır. İnsan insana sahip çıkacak, her canlıya da sahip çıkacak. Durup etrafa bakmayı ve düşünmeyi ancak beraber yürürsek yapabiliriz. Toplumsal uzlaşma, etkili bir birliktelik oluşturmakla sağlanır. Yeni dünya düzeninde sivil toplum kuruluşlarına önemli görevler düşüyor. Geç kalmamalıyız.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir