Genel Başkan Başyazıları Yazılar

Kazım Ergün- EMEKLİ AYLIKLARI HESAPLAMA

EMEKLİ AYLIKLARI HESAPLAMA VE ARTIŞ SİSTEMİ DEĞİŞMELİ

SSK ve BAĞ-KUR emekli aylıkları hesaplanma ve artış sistemi, emekli aylıklarının yetersiz kalmasında temel etken olmuştur. 2000 sonrasında emekli olanlara uygulanan güncellenme katsayısı ve aylık bağlanma oranlarındaki farklılıklar, sosyal güvenlik sisteminin eşitlik kuralını bozmuş; çalışılan dönemlerde yürürlükte olan kanun hükümlerine göre karma sistem üzerinden emekli aylıkların hesaplanması; aylıklar arasında makasın büyümesine neden olmuştur.

4447 ve 5510 sayılı Kanunların yetersiz kaldığı, bağlanan emekli aylıklarından net bir şekilde görülmektedir. 2022 yılı ikinci yarısında ortalama emekli aylığının asgari ücret seviyesinde bulunması, emeklilerin yoksullaştığının da bir başka göstergesidir.

Türkiye Emekliler Derneği’nin uzun yıllar süren mücadelesi sonucunda, 6283 sayılı Kanunla, 2000 öncesi emeklilerin intibakı yapılmış; 2000 sonrası emeklilerin intibakı yapılmadığından, bu kapsamda olan emeklilerin hakları teslim edilmemiştir. İntibaka bir zam olarak bakılmamalı; prim kazançları ve prim ödeme gün sayıları aynı olan emeklilerin emekli olma tarihlerine bakılmaksızın aylıkları eşitlenmelidir. Sosyal güvenlik sisteminin evrensel kuralı da, eşitlik üzerine kurulmuştur.

2000 sonrası emeklilerin intibakı yapılmadığından, her zam döneminde emekli aylıkları arasındaki makas giderek büyümektedir. Emekli aylıkları için karma sistem yerine intibak ile birlikte, tek bir aylık bağlama oranı ve güncelleme katsayısına göre hesaplama yapıldığında, bu tür tartışmalarda sona erecektir. Diğer taraftan, hiçbir koruyucu özelliği olmayan ve güven vermeyen TÜFE artışlarına göre emekli aylıklarına yapılan yüzdeli zamlar, aylıkları düşük olanları cezalandıran bir sisteme dönüşmüştür.

2000 öncesine göre alt sınır aylık bağlama oranının yüzde 70’den yüzde 35’e düşürülmesi, aynı paralelde emekli aylıklarını da yarı yarıya azaltmıştır. 506 sayılı Kanunun 96. Maddesinde yer alan yüzde 70 alt sınır aylık bağlama oranı değişmemiş olsaydı, 2023 yılı birinci altı ayda asgari emekli aylığı 7.006 TL olarak ödenecekti. Emekli aylıklarındaki kayıplar karşısında getirilen en az aylık ödemesi bile, koruyucu bir ödeme olmamaktadır.

5510 sayılı Kanun hükümleri, emekli aylıklarında ciddi kayıplara neden olmaktadır. 5510 sayılı Kanuna göre aylık bağlama oranı her 360 gün karşılığı yüzde 2 olarak uygulanmaktadır. Asgari ücret veya katları üzerinden prim ödeyenlere aynı aylık bağlama oranın uygulanması, yüksek prim ödeyenleri koruyan, asgari ücretle çalışanları korumayan hatta zarara uğratan bir sisteme dönüşmüştür. Prim kazanç aralıklarına göre kademeli aylık bağlama oranı getirilmeli ve asgari ücrete yüksekten başlayan; örneğin alt sınır prim kazancı yüzde 70, iki asgari ücrete yüzde 60 ve bu şekilde prim kazançlarına göre kademeli aylık bağlama oranı belirlenmelidir.

2000 Ocak-2022 Eylül döneminde çalışan ve asgari ücret üzerinden 8100 gün prim ödemiş bir sigortalıya bağlanan emekli aylığı ek ödeme dahil 3418,73 TL’dir. Yüzde 30 zam ile birlikte 4.444,35 TL’dir. Bu emeklinin aylığı 5.500 TL’nin altında kaldığından, en az aylık ödemesi adı altında 5.500 TL ödenmektedir.

Yüzdeli zam ve en az aylık ödemesi emeklilere farklı yansımaktadır. Örneğin; sistemdeki kök aylığı 4.250 TL olan bir emeklinin aylığına yüzde 30 zam yapıldığında, 5.525 TL’ye yükselmektedir. Sistemdeki kök aylığı 3000 TL olan bir başka emeklinin aylığına yüzde 30 zam yapıldığında, 3.900 TL’ye yükselmesine rağmen, en az aylık ödemesinin altında kaldığından, 5.500 ödenecektir. Bu örneklerden de görüleceği gibi, mevcut aylık hesaplama ve artış sistemi adil olmadığından, intibakı da kapsayan ve eşitliği esas alan yeni bir hesaplama sistemi getirilmelidir.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir