Sosyal güvenlik sisteminde, farklı aylık hesaplamalarıyla eşitlik ilkesinden uzaklaşılması, hak kayıplarını da beraberinde getirmiştir. Emekli aylıklarının üçte ikisinin asgari ücretin altında kalması, ekonomik ve sosyal bir soruna dönüşmüştür.
Emekli aylık seviyelerine bakıldığında, 5.500 TL’nin altında aylık alanların sayısı hızla artmaktadır. Emeklilerin güvencesi olması gereken sosyal güvenlik sisteminin zayıflatılması, yoksullukla mücadeleyi de güçleştirmektedir.
Güncellenme katsayısı ve aylık bağlama oranlarının farklılaşması, emekli aylıklarında eşitsizlikleri artıran bir sisteme dönüşmüştür. SSK kapsamında bile, altı çeşit emekli grubu oluşmuştur. 2000 öncesi emeklilerin intibakı yapılarak, emekli aylıklarında eşitlik sağlanmıştır. 2000 öncesi emeklilere 6283 sayılı Kanunla yapılan intibakın, 2000 sonrası emeklilere uygulanmamasının izahı yapılamaz. SGK, intibak konusunda ayrımcı bir bakış göstermiştir. Anayasanın 10. Maddesi, kanun önünde herkesin eşit olduğunu düzenlemektedir. Kanunların Anayasaya aykırı olmaması gerekçesiyle, Türkiye Emekliler Derneği, intibakın 2000 sonrası emeklilere de uygulanması için dava yoluna gitmiş, üst mahkemeler olarak gerek Anayasa Mahkemesi ve gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, bu konunun TBMM’nin görev alanında olduğuna karar vermiştir.
Hükümete yapılan çağrılarımıza rağmen, intibak konusunda gerekli adımların atılmamasından emekliler buruk. Emekliler; intibak yapılarak haklarının teslim edilmesini ve aylıklarda eşitliğin sağlanmasını talep ediyor. Bu nedenle, EYT ile eş zamanlı olarak intibak düzenlemesi de gündeme alınmalı ve bütün siyasi partilerden destek gelmelidir. Emeklisini mutlu etmeyen ülkeler, geleceğe güvenle bakamaz.
